16 Eylül 2012 Pazar

KUR’AN-IN NÜZUL SÜRECİ VE METİNLEŞMESİ

KUR’AN-IN NÜZUL SÜRECİ VE METİNLEŞMESİ 

NÜZUL SÜRECİ:   VAHİY
Vahyin Tanımı
Vahy , v-h-y- kelimesinin masdarı olup sözlükte;

  • Gizli ve süratli bir şekilde bildirmek
  • Seslenmek
  • Gizli konuşmak
  • Fısıldamak
  • Emretmek
  • Telkin etmek
  • İlham etmek
  • İşaret etmek
  • Yazı yazmak
  • Bir şeyi başkasına intikal ettirmek
  • Elçi göndermek ve
  • İçgüdü anlamlarına gelmektedir.

Vahyin terim anlamı ise; “Yüce Allah’ın insanlara ulaştırılması istediği mesajlarını peygamberlerine, alışılmışın dışında gizli bir yolla süratli bir şekilde bildirmesidir”

Vahyin Başlangıcı
      Vahyin başlangıcı ile ilgili olarak Hz. Aişe; Rasulullah’ın ilk vahiy başlangıcının uyku da rüyay-ı sadıka yani doğru rüya görmekle olduğunu söylemiştir.Bu durum Rasulullah’a hira mağarasında vahiy gelinceye kadar devam etti.bir gün O’na melek gelip “Oku” dedi….(Alak Suresi, 1-5)

İlk vahiyden sonra vahiy bir müddet kesildi. Vahyin bir müddet kesilmesinden sonra  ilk defa Müddessir suresinin baş tarafının nazil olduğu rivayet edilmektedir.

Vahyin Keyfiyeti
Peygamber (elçi) ile kendilerine tebliğde bulunulanlar (muhatab) arasında iletişimin sağlanabilmesi için şu iki şartın olması gerekir:

1.      Mahiyet/ontolojik olarak eşit yani aynı seviyede olunmalı
2.      Aralarında ortak bir dil/anlaşma vasıtası bulunmalıdır.

Vahyin Çeşitleri
İslam alimleri vahyi,metlüv (okunan) ve gayr-i metlüv (okunmayan) olarak ikiye ayırmışlardır.Cüveyni ‘nin taksimi şöyledir;

  1. Allah Teala Cebrail (a.s)’mı “Allah şöyle yapmanı emrediyor” diye Resulüne gönderir. Cebrail (a.s)’da Allah’ın dediklerini kavrayarak Hz. Peygambere gelir ve Rabbinin söylediklerini mana olarak O’na iletir.(hadis/sünnet)
  2. Allah Teala Cebrail (a.s)’ma “Bu kitabı/metni Peygambere aynen oku” diye emreder;Cebrail (a.s)’da en ufak değişiklik yapmadan Allah’ın kelamını olduğu gibi Resulullah’a indirir. (Kur’an)

İslam düşüncesinde sünnetin vahiy kaynaklı olduğunu kabul edenler ekseriyeti teşkil etmektedir.

Vahyin Geliş Şekilleri

        Şura suresi 51. ayete göre vahiy 3 şekilde gerçekleşmiştir;

  1. Allah’ın mesajları direk peygamberinin kalbine bırakması/yerleştirmesi
  2. Vahyi peygamberine bir perde arkasından vermesi
  3. Bir meleği elçi olarak göndermesi

Resulullah’a vahyin geliş şekilleri;

  1. Sadık rüyalar;Şunu belirtmekte fayda var ki sadık rüya ile hiçbir ayet ve surenin inmediği bildirilmektedir.Sadık rüya Kur’an vahyi değil vahye hazırlık safhasıdır.
  2. Cebrail (a.s)’ın asli surette görünerek vahiy getirmesi.
  3. Cebrail (a.s)’ın görünmeden çıngırak sesine benzer bir ses ile vahyi getirmesi
  4. Uyanık iken meleğin vahyi kalbine ilka etmesi
  5. Cebrail (a.s)‘ın insan suretine girerek vahiy getirmesi

Vahiy Esnasında Görünen Haller
  1. En soğuk günlerde bile alnının terlemesi
  2. Üzerine ağırlığın çökmesi
  3. Bazen horultuya bazen de arı uğultusuna benzer bir ses işitilmesi
  4. Sırt üstü yatarak üzerinin örtülmesi ve yüzünün kızarması
  5. Bunlardan başka vahiy esnasında Resulullah’ın uykusu gelir vücudu kaskatı kesilir ve ağırlaşır, üzerine sekinet iner, gözlerini belli bir noktaya dikerdi.

Vahiy ile ilham arasındaki farklar;
  1. Peygamberler kendilerine inen vahyin Allah tarafından olduğunu kesin olarak bilirler. İlhamın kaynağı belli olmadığı için onu alanlar onun nereden geldiğini bilmezler.
  2. Vahiy vasıtalı ilham ise vasıtası olarak tecelli eder
  3. Vahiy olayı son bulmuştur, ilham ise devam etmektedir
  4. Vahiy bağlayıcı ilham ise değildir
  5. Vahiy umumi ve külli ,İlham ise hususi ve cüz’idir
  6. Vahiy yolu  ile elde edilen bilgiler birbirleriyle çelişmez İlham ile elde edilenler ise çelişebilir.

Vahiy Katipleri
Hz. Peygamber ümmi olduğundan kendisine gelen vahiyleri okuma-yazma bilen bir çok sahabeye yazdırmıştır. Mekke’de ilk vahiy katibi Abdullah b.Sa’d b. Ebi Sarh’tır. Medine’de Übeyy b. Kab ondan sonrada Zeyd b. Sabit ‘tir.Ali b. Ebi Talip’de vahiy katiplerindendir.

Vahyin Yazıldığı Malzemeler
  1. Hurma ağacının yaprakları ve kabukları
  2. İnce beyaz taşlar
  3. Kürek ve kaburga kemikleri
  4. İşlenmemiş veya ince deri
  5. Çanak çömlek parçaları
  6. Tahtadan yapılmış levhalar
  7. Bez parçaları

Vahye Ait Bazı Terimler

El-Hadari;          Hz Peygamberin seferde ve misafirlikte bulunmadığı zamanlarda inen vahiyler

       Es-Seferi;            Yolculukta veya savaşta bulunduğu zamanlarda

       En-Nehari;         Gündüzleyin

       El-Leyli;              Geceleyin

       Es-Sayfi;             Yaz mevsiminde

       Eş-Şitai;              Kış mevsiminde

       El-Firaşi;            Yatağında iken

       El-Ardi;              Yeryüzünde iken

       Es-Semai;           Sema tabakalarında iken inen vahiylerdir.


Vahyin Nuzül Aşamaları
  1. Lev-i Mahfuz’a inmesi
  2. Beytü’l İzze ‘ye inmesi

İslam alimlerinin çoğuna göre Ku’an Lev-i Mahfuz’dan Beytü’l İzze ‘ye toptan indirilmiştir. İbn Abbas’ın “Kur’an dünya semasına Kadir gecesinde toptan indirildi. Oradan da yirmi kusur yıl boyunca parça parça nazil oldu” şeklindeki sözleri bunu haber vermektedir.

  1. Hz Peygambere inmesi

Kur’an’ın böyle parça parça indirilmesi Arap dilinde “Tencimu’l Kur’an “ terimiyle ifade edilmektedir.

Vahyin Parça Parça İnmesinin Hikmetleri

  1. Müslümanlara büyük bir kolaylık sağlanmıştır.
  2. Büyük çoğunluğu okuma-yazma bilmeyen Arapların Kur’an’ı anlamaları ve uygulamaları kolaylaşmıştır
  3. O’na inanmayanların iç yüzleri ortaya çıkmıştır
  4. Müslümanların sordukları sorular ile müşrik, münkir ve münafıkların şüphe ve itirazlarına anında cevaplar verilmiştir.
  5. Hz peygamber ve ashabına moral ve güç kaynağı olmuştur.
  6. Meydana gelen hadiselere ve ortaya çıkan problemlere taze çözümler getirmiştir
  7. Ashabın yaptığı hatalar anında düzeltilmiştir
  8. İlahi irade tarafından değiştirilmesi gereken bazı hükümlerin zamanı gelince değiştirilmesine imkan sağlanmıştır
  9. İlahi bir kitap olduğuna vesile olmuştur
  10. Edebiyatçılara meydan okumuştur
  11. Önceden birileri tarafında tertip edilmiş olduğu düşüncesine kapı kapamıştır


MUSHAFLAŞMA SÜRECİ

Kur’an’ın Ezberlenmesi
Hz. Peygamber kendine inen ayet ve sureleri Allah’ın lutfuyla ilk önce ezberler sonra tebliğ ederdi.
Sahabe ise; okumaya yazma bilenler yazıp ezberliyor bilmeyenler ise bizzat kendisinden dinleyerek ezberliyorlardı.
Sahabeyi Kur’an’ı ezberlemeye sevk eden belli başlı sebepler şunlardır;
  1. Güçlü bir hafızaya sahip olmaları
  2. Namazda belli bir miktarda Kur’an okumanın farz oluşu
  3. Kur’an’ın emri ve yasaklarına uymanın gerekli oluşu
  4. Resulullah’ın Kur’an öğrenim ve öğretimi ile bizzat ilgilenmesi
  5. Kur’an okuyanlara verilecek sevap ve mükafatın büyük olması

Kur’an’ın Yazılması
       Resulullah okuma- yazmaya teşvik etmiş ve bu konudaki eğitim için erkeklerden Abdullah b. Sait ve Ubade b. Sabit’i kadınlardan ise Hafsa’yı görevlendirmiş idi.
Bu doğrultuda Kur’an’ın da sadece ezberlenmesiyle yetinmemiş aynı zamanda onu titizlik ile yazdırmıştır. O dönemde Kur’an’ın tamamı yazıya geçirilmesine rağmen resmi olarak toplanıp bir cilt haline getirilmemişti. Ancak Ali b. Ebi Talib ,Muaz b. Cebel ve Zeyd b. Sabit gibi sahabeler bu işi ferdi olarak yapmıştı.

Kur’an’ın Toplanması (cem’)
       Kur’an’ın bir cilt halinde toplanmasının en önemli sebebi; Yemame savaşında 70 Kurra sahabinin şehid edilmesi öne sürülmektedir.
Kur’n’ın cem’i Zeyd b.Sabit başkanlığında bir heyet kurularak gerçekleştirildi.Hz Peygamberin vefatından altı ay sonra başlayan Kur’an’ı toplama faaliyeti yaklaşık olarak bir yıl sürmüştür.Toplanan bu nüshaya Abdullah b. Mesud teklifiyle Mushaf adı verilmiştir.

Toplanan bu mushafın bazı özellikleri şunlardır;
  1. En ince ilmi tesbit usulleriyle toplanmıştır.
  2. Tilaveti mensuh olamayan ayetler alınmıştır.
  3. Yedi harfi ihtiva etmektedir
  4. Bu nüshanın doğruluğu hem ümmetin icma’ı hem de tevatür ile sabittir.

Böylesine titizlik ile toplanan bu Mushaf, Hz. Ebubekir’e verilmiş ve vefatına kadar onda kalmıştır. Vefatından sonra Hz. Ömer’e ondan sonrada kızı Hafsa’ya veilmiştir. Hz. Osman bu mushafı esas alarak Kur’an’ı çoğaltmıştır.

Kur’an’ın Çoğaltılması (istinsah)
       Her şehrin ahalisi aralarında bulunan sahabenin öğrettiği kıraati öğrendi. Böylece şehirler arası kıraat farklılıkları ortaya çıktı.Ve bu durum ihtilaflara sebep oldu ,öyle ki kıraat farkından dolayı birbiri kafir sayanlar oldu.Hz. Osman bu duruma muttali olunca mushafı çoğaltmak gerektiğine kanaat getirdi.

Hz. Osman Kur’an’ı çoğaltacak olan heyete şu prensiplere göre çalışmaları talimatını verdi:

  1. Hz. Ebubekir dönemindeki Mushaf esas alınacak
  2. Çoğaltılacak nüshalara Hz. Peygamberin son arzda okuduğu bir harf alınacak diğer altı harf alınmayacak
  3. Tilaveti nesh edilmiş ayetler yazılmayacak
  4. Lehçe bakımında ihtilaf çıkarsa Kureyş lehçesi tercih edilecek
  5. Birkaç Kur’an nüshası istinsah edilerek çeşitli beldelere gönderilecek
  6. Sureler bugün elimizdeki Kur’anlar da olduğu gibi tertip edildi
  7. Çeşitli maksatlar ile kaydedilen bazı notlar ve kayıtlar bu Mushaflara yazılmayacak
Heyet hicretin 25. yılında başladığı istinsah işini beş yılda bitirdi.

Kur’an ‘ın Harekelenmesi ve Noktalanması

       Hz Osman döneminde çoğaltılan nüshalar noktasız ve harekesiz olarak yazılmıştı.Bunun nedeni ise noktasız ve harekesiz yazı ile Kur’an’ı çeşitli kıraat vecihlerine göre okuyabilmekti.Ancak hicri birinci asrın yarısından  itibaren arap olmayanların İslam’a girmeleri ve bunların Arapçaya vakıf olmamaları nedeniyle Kur’an’ı yanlış okuma hadiselerine sık sık rastlanır oldu.

Rivayetlere göre Basra valisi Ziyad b. Sümeyye Ebu’l esved Ed-Düveli’ye müracaat ederek ondan Kur’an’a yanlış okumaları önlemek için bazı işaretler koymasını istedi. Ebu’l Esved Ed-Düveli’nin koyduğu bu noktalar hareke yerine konan noktalardır.İlgili kaynaklara göre tarihte ilk bu kişi tarafından keşf edilmiştir.

Resmü’l-Mushaf (mushafın yazısı)

        Resmü’l-Mushaf’ı Kur’an ‘ın kelimelerinin ve harflerinin yazılışında Osman b. Affan’ın tasvip ve tercih ettiği imla şekil ve tarzı diye tanımlamak mümkündür. Buna Resm-i Osmani de denmektedir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder